İzmir denince hepimizin aklına güzel koyları, büyüleyici kumsalları, kültürel mirası ve mimarisiyle göz dolduran tatlı tatil kasabaları geliyor. Bu kadarla da bitmiyor. Hafta sonu kaçamakları, Ege’nin doğal güzellikleri ve tarihi dokusu sayesinde, tek başına yaz tatili konseptinin önüne geçiyor. Biz de bu yazımızda, her bir köşesiyle cennetten bir manzarayı andıran İzmir’de görülecek yerleri sizler için derledik.
Bergama & Pergamon Antik Kenti
Bergama, Orta Çağ’ın sonlarına kadar bilim ve kültürün en önemli aktarım aracı olan parşömenin ve Berlin Müzesi’nde sergilenen Bergama Zeus Tapınağı’nın ana vatanı. M.Ö 282-133 yılları arasında Pergamon Krallığı’na başkentlik etmiş olan Bergama, pek çok konuda ‘ilk’ olma özelliği taşıyor. Öyle ki bu antik kent; ilk büyük Asya kütüphanesi ve hastahanesinin (Asklepion) kurulmasıyla, ilk psikoterapi ve ilk doğal tedavi yöntemlerinin kullanılmasıyla biliniyor.
Çeşme & Alaçatı
Altın sarısı kumsalları, mavinin her tonunu barındıran tertemiz koylarıyla Çeşme ve Alaçatı son yılların oldukça öne çıkan tatil mekânlarından biri. “Bütün yıl çalıştık, yorulduk. Şimdi nerede sefasını sürsek?” diye soruyorsanız hiç düşünmeden rotanızı Çeşme’ye çevirebilirsiniz. Son yıllarda sayısız konsept mekana ev sahipliği yapan ve eğlence sektörünü bir üst seviyeye taşıyan Çeşme ve Alaçatı, tüm zevklere hitap edecek çeşitliliğe sahip. En popüler koylarını ve plajlarını sizler için hemen sıralayalım: Aya Yorgi, Altınkum, Ilıca, Delikli Koy, Boyalık ve diğerleri. Saymakla bitmeyecek plajlarında yüzerek, Çeşme Kalesi’ni turlayarak, leziz dondurmaların, sakız reçelinin ve Çeşme Kumrusu’nun tadına bakarak güzel anılar biriktirmek için hemen hazırlıklarınızı yapmaya başlayabilirsiniz.
Dikili
Ege’nin incisi İzmir’de, hafta sonu kaçamağı yapmak isteyenlerin uğrak mekânı Dikili, İzmir’in Maldivleri benzetmesinin hakkını veriyor. Kuzey Ege’nin en güzel denizine burada girebilirsiniz desek abartmış olmayız. Ayrıca en bilindik tatil beldelerine alternatif olarak Dikili, tatil aktivitesi arayanlardansanız sizi epey mutlu edecektir. Dikili’de kamp kurabilir, kano kiralayabilir ve keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.
Foça
Ege’nin hangi köşesinden söz etsek hayranlık uyandırıcı bir şeyler mutlaka buluyoruz. Ancak Foça, tatlı şirin bir sahil kasabası olmanın ötesinde, her köşe başında görebileceğiniz renkli panjurlu Rum evlerinin de etkisiyle parmak ısırtıyor. Küçük takaların deniz üstünde salınması mı desek, kıyı şeridinde balıkçı ağlarının süslediği kaldırımlar mı? Her bir ayrıntısı insana huzur veriyor. Tarihi dokusu ile insanda keşfetme merakı uyandırıyor. Balıkçılarıyla ise kendine yaraşır bir final yapıyor. Foça size unutulmaz anların garantisini veriyor.
Selçuk & Efes Antik Kenti
Selçuk, İzmir’e 74 kilometre uzaklıkta olup, tarihi dokusuyla görülecek pek çok noktayı içinde barındırıyor. Antik Çağ’ın en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Efes Antik Kenti aynı zamanda dünyanın en büyük açık hava müzelerinin arasında yer alıyor. Artemis Tapınağı ile Paganizm dönemi izlerini; Meryem Ana Evi, Meryem Kilisesi, St. John Kilisesi ve Mezarı ile Hıristiyanlık dönemine ait en iyi yapıları burada görmek mümkün. İslamiyet devrine tanıklık eden İsa Bey Cami de görülebilecek yapılardan biri. Buraya kadar gelmişken, Selçuk Kalesi’ni de es geçmemek gerekiyor.
Karaburun
İyot kokusunun adresi, İzmir’in güzeller güzeli yarımadası Karaburun. Gizli kalmış koyları, mütevazı balık restoranları ile ön plana çıkan Karaburun, hem hafta sonu kaçılabilecek bir adres hem de kalabalıktan uzakta zaman geçirilmek istenen uzun soluklu tatillerin adresi. Simgesi ‘keçi’ olan bu güzel tatil beldesinde, birbirinden lezzetli keçi peynirlerinin tadına bakabilir, tertemiz plajların sefasını sürebilirsiniz. Otel, karavan, kamping gibi pek çok konaklama seçeneğini barındıran Karaburun, İzmir merkeze yalnızca 100 km mesafede.
Seferihisar & Sığacık
Seferihisar, ülkemizin “cittaslow” yani sakin şehir unvanına sahip ilk ilçesi olarak İzmir’in de huzura açılan kapısı. Seferihisar’ın şirin mahallesi Sığacık ise daha çok bir masal diyarı gibi görünüyor. İsmini, MÖ 1100’lü yıllarda şehrin sığınağı olarak kullanılmasından alan Sığacık, tatil beklentisini sakinlik ve huzur üstüne kuranların ise sığınağı. Tarihi mimarisini korumaya başarmış kale içinde gezintiye çıkmak ve sapsarı kumlu plajlarından mavi sularına atlamak isteyenleri, İzmir’in yalnızca 50 kilometre uzağında bekliyor.
Şirince
Adı şirin, tadı başka, küçük sakin Şirince. Hep deniz kenarı olacak değil ya, yönümüzü şimdi de şarapları, evleri, dokusu korunmuş sokaklarıyla Şirince’ye çevirelim. Şirince Köyü’nün geçmişi MS 5. yüzyıla kadar dayanıyor. Maya Takvimi’nin Şirince’yi işaret eden kehaneti, son yıllarda köyün bilinirliğini bir hayli artırdı. Selçuk’a yalnızca 10 kilometre mesafede bulunan Şirince’de Aziz John Baptist Kilisesi’ni ve Şirince Taş Mektep Müzesi’ni ziyaret etmeyi unutmayın.
Urla
Urla, İzmir merkeze 40 km mesafede olmasına rağmen adeta bir vaha. Son zamanlarda popülaritesi artsa da güzelliğinden hiçbir şey kaybetmedi. Deniz kenarında uzun yürüyüşler yapabilir, salaş bir balıkçıda birbirinden leziz Ege otları eşliğinde kadehinizi Karantina Adası’na kaldırabilirsiniz. İzmir’in temiz denizinde yüzebilir, Sanat Sokağı’nda sakin saatler geçirebilirsiniz.